Su ve Sağlık

img
img
Su ve Sağlık

Su sadece gelişme ile ilgili değil, temel bir insan hakkıdır.

Su, dünyada barış ve güvenlik için çok önemlidir.

Küresel su kullanımı son 100 yılda altı(6) kat artmıştır.

Artan nüfus, ekonomik kalkınma ve değişen tüketim alışkanlıkları sonucunda su tüketiminde yılda yaklaşık % 1 oranında artış devam etmektedir

2000-2050 yılları arasında su talebinin küresel olarak% 55 oranında artacağı tahmin edilmektedir. Su kaynaklarında bu dönemde artış olmayacağı için önemli su açığının oluşması beklenmektedir.

Dünyada tatlı su kaynaklarının yaklaşık %69’u tarımsal sulamada kullanılmaktadır. Sulama yöntemlerinin geliştirilmesi ile gelişmiş ülkelerde tarımda kullanılan su miktarı azalmaktadır. Buna rağmen, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’ne göre 2008-2050 yılları arasında tarımsal sulamada toplamda %5,5 daha fazla su kullanılması da beklenmektedir.

Su kıtlığı, fiziksel yetersizlik nedeniyle kullanımda kıtlık, kurumların düzenli bir tedarik sağlayamamaları veya yeterli altyapı eksikliğinden dolayı suya erişimde kıtlık anlamına gelebilir. Fiziksel ve ekonomik olarak su kıtlığı ikiye ayrılabilir.

Fiziksel su kıtlığı, tüm talepleri karşılamak için doğal su kaynaklarının yetersiz olmasının bir sonucudur

Ekonomik su kıtlığı, suyun bol olduğu yerlerde bile suya yatırım yapılmaması veya insanın su talebini karşılama kapasitesinin yetersizliği yani su kaynaklarının kötü yönetilmesi sonucunda ortaya çıkmaktadır.

Yaklaşık dört milyar insan yılda en az bir ay boyunca şiddetli fiziksel su kıtlığı yaşıyor. İklim değişikliği fiziksel su kıtlığının daha şiddetli olmasına sebep olmaktadır.

Afrika, Avustralya'dan sonra dünyanın en kurak kıtasıdır ve milyonlarca Afrikalı yıl boyunca su sıkıntısı çekmektedir. Kıtadaki suyun yüzde 30'u, Afrika nüfusunun sadece yüzde 10'unun yaşadığı bölgelerde yer almaktadır

Dünya genelinde güvenli suya en az erişimi olan 25 ülkenin 19 tanesi Afrika (Somali, Etiyopya, Madagaskar, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Mozambik, Nijer, Sierra Leone, Moritanya, Çad, Angola, Tanzanya, Mali, Sudan ve Güney Sudan, Nijerya, Kenya, Togo, Zambiya, Gine Bissau, Eritre) ülkesidir.

Afrika'daki 14 ülke su stresi yaşamaktadır; 2025 yılına su stresi yaşayan ülke sayısının 25’e çıkması beklenmektedir. Böylece, Afrika’nın tahmini nüfusunun yaklaşık yüzde 50'si yani 1,45 milyar insan su stresi veya kıtlığı ile karşı karşıya kalabilir.

img
img
img
img

Su kıtlığı, fiziksel yetersizlik nedeniyle kullanımda kıtlık, kurumların düzenli bir tedarik sağlayamamaları veya yeterli altyapı eksikliğinden dolayı suya erişimde kıtlık anlamına gelebilir. Fiziksel ve ekonomik olarak su kıtlığı ikiye ayrılabilir.

Fiziksel su kıtlığı, tüm talepleri karşılamak için doğal su kaynaklarının yetersiz olmasının bir sonucudur

Ekonomik su kıtlığı, suyun bol olduğu yerlerde bile suya yatırım yapılmaması veya insanın su talebini karşılama kapasitesinin yetersizliği yani su kaynaklarının kötü yönetilmesi sonucunda ortaya çıkmaktadır.

Yaklaşık dört milyar insan yılda en az bir ay boyunca şiddetli fiziksel su kıtlığı yaşıyor. İklim değişikliği fiziksel su kıtlığının daha şiddetli olmasına sebep olmaktadır.

Afrika, Avustralya'dan sonra dünyanın en kurak kıtasıdır ve milyonlarca Afrikalı yıl boyunca su sıkıntısı çekmektedir. Kıtadaki suyun yüzde 30'u, Afrika nüfusunun sadece yüzde 10'unun yaşadığı bölgelerde yer almaktadır

Dünya genelinde güvenli suya en az erişimi olan 25 ülkenin 19 tanesi Afrika (Somali, Etiyopya, Madagaskar, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Mozambik, Nijer, Sierra Leone, Moritanya, Çad, Angola, Tanzanya, Mali, Sudan ve Güney Sudan, Nijerya, Kenya, Togo, Zambiya, Gine Bissau, Eritre) ülkesidir.

Afrika'daki 14 ülke su stresi yaşamaktadır; 2025 yılına su stresi yaşayan ülke sayısının 25’e çıkması beklenmektedir. Böylece, Afrika’nın tahmini nüfusunun yaklaşık yüzde 50'si yani 1,45 milyar insan su stresi veya kıtlığı ile karşı karşıya kalabilir.

2000 yılında açık alanda dışkılama yapan nüfusun oranı %21 iken günümüzde bu oran % 9'a indirilmiştir (Angola, Benin, Burkina Faso, Kamboçya, Çad, Çin, Fildişi Sahili, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Eritre, Etiyopya, Gana, Hindistan, Endonezya, Kenya, Madagaskar, Mozambik, Nepal, Nijer, Nijerya, Pakistan Filipinler, Sudan, Güney Sudan, Togo, Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti ve Yemen dahil 23 ülkede). 673 milyon kişi hala açık alanda dışkılama yapmaktadır. Nüfus artışıyla beraber Sahraaltı Afrika’da açık alana dışkılama yapan kişi sayısı gün geçtikçe artmaktadır.

2017 yılı verilerine göre 3 milyar insanın evde sabun ve su içeren temel el yıkama yapılarından yoksun olduğu belirtilmektedir. Ayrıca, en az gelişmiş Sahraaltı ülkelerinde nüfusun yaklaşık ¾’ü temel el yıkama yapılarına sahip değildir.

Günümüzde suyun temini değil sağlıklı suyun temini önemlidir.

Her yıl, 5 yaşın altındaki 297.000 çocuk, su ve yetersiz temizlik sonucu ishal sebebiyle ölmektedir. İçme sularının arıtılmaması veya kirletici içermesi sebebiyle kolera, dizanteri, hepatit A, çocuk felci ve tifo gibi hastalıklar da görülmektedir. 

Kirlenmiş içme suyunun her yıl 502.000 kişinin ölümüne neden olduğu tahmin edilmektedir.

146 milyon kişi körlüğe sebep olan trahom hastalığı riski altındadır ve 6 milyon görme engelli bulunmaktadır. Yetersiz kişisel temizlik, kalabalık yaşam koşulları ve yeterli olmayan temiz su ve tuvalet trahom hastalığının yayılmasını artırmaktadır. Trahom, konjonktivayı, korneayı ve göz kapaklarını saran, genellikle süreğen bir çeşit göz hastalığıdır.

img
img
img
img

En az 1.8 milyar insan fekal madde ile kirlenmiş bir içme suyu kaynağı kullanmaktadır. Su kalitesinin uygun olduğu yerlerde bile, özellikle sanitasyonun yeterli olmadığı ortamlarda su taşınırken veya depolanırken kirlenebilmektedir.

Suyun erişilebilirliği, kalitesi, mevcudiyeti, sanitasyon ve hijyen konularındaki eşitsizlik ve boşluklarının kapatılması devletlerin finansman ve planlama stratejilerinin merkezinde olmalıdır.

Vücudun günlük kaybettiği su ihtiyacını karşılamak için uzmanlar normal bir insanın günde 6-8 bardak su içmesi gerektiğini belirtmektedir. Vücut ağırlığının yüzdesi olarak su kaybının sonuçları şu şekilde olabileceği belirtilmektedir:

%1: susuzluk hissi, ısı düzeninin bozulması, performans azalması
%2: ısı artması, artan susuzluk hissi
%3: vücut ısı düzenin iyice bozulması, aşırı susuzluk hissi,
%4: fiziksel performansın %20-30 düşmesi
%5: baş ağrısı, yorgunluk
%6: halsizlik, titreme
%7: fiziksel etkinlik sürerse bayılma
%10: bilinç kaybı
%11: olası ölüm