Blog

Singida ve çözülmesi gereken makus kuraklık...
Singida ve çözülmesi gereken makus kuraklık...

Şubat 2020’de soğuk bir İstanbul gecesinden çıkıp sabaha karşı çok sıcak bir Darüsselam sabahına ulaştığımızda Tanzanya’nın ve Afrika’nın ilk gerçeği olan sıcak ile karşılaştık. Uçak ile geçtiğimiz Dodoma ise nispeten daha serindi. Kara yolu ile devam ettiğimiz Singida yolculuğunda gözüm yol boyunca jeolojik yapıya ilişiyordu. Dodoma’dan başlayan granit yapı hiç ara vermedi. Singida’daki ilk hedefimize vardığımızda hala her yer granitti. Yol boyunca granitin karakteristik rengi olan turuncu-karides rengi hakimdi. İster istemez endişeye kapıldım. Çünkü granit magmatik bir kayaç ve çok verimli değildi. Ama Anadolu topraklarında devlet kuruluşlarının su yok dediği pek çok magmatik ve kurak köylerde su bulmak ve insanları sevindirmek nasip olmuştu. Radyestezi ile magmatik kayaçların çatlaklarını bulmuş ve su almaya muvaffak olmuştuk. 

İlk uğradığımız köyde İHH tarafından yeni açılmış bir kuyuyu inceleyince önemli oranda rahatladım. Çünkü kuyuda hem oldukça önemli bir miktarda su vardı hem de Hacı Ali Bey tarafından yapılan su kalitesi ölçümlerinin sonuçları çok sevindirici idi. Şimdi araziyi tam olarak anlama vaktiydi. Ertesi gün mahalli bir jeofizik ekip ile iş birliği yaptık ve sahaya çıktık. Ölçülerin sağlıklı olması için ekibe destek verdik. Gerçekten çok sayıda çatlak sistemi vardı. Ayrıca bazı faylar da tespit etmiştik. Radyestezi metodu da ölçüleri destekliyordu.

Ertesi gün başka bir köyde jeofizik etüt yaptık. Hem jeofizik hem de radyestezi metodu su veren birimlerin 50 m’den sonra başladığını göstermekteydi. Yakın bir mesafede açılan keson kuyuda da 50 m’de su girişi başladığını öğrenerek tüm bilgileri örtüştürmüş olduk. Artık sahayı anlamıştık. Granit birim çok çatlaklı ve faylı idi ve derinlerde su vermekteydi. Ayrıca derinden alınan sularda florür oranı daha düşük olacaktı. Florür bölgede önemli bir sorundu ve özellikle yüzey sularında bulanık-sabunlu su gibi bir renk veriyordu.

Sahada kuyu yeri tespitinin çok önemli olduğu anlaşılmıştı. Ayrıntılı çalışılan jeoloji, sahanın genelinin granit kayasından olduğunu kesinleştirmişti. Su derinde idi... Yüzey suları yetersizdi. Jeofizik ve derin sondaj sorunun çözümü idi. Evet biraz zor olacaktı ama iyi araştırma ile su problemi çözülebilecekti. Yani Tanzanya’nın en kurak bölgesinin su probleminin çözümüne önemli bir katkımız olacaktı.

Dönüş gerçekleştikten sonra ayrıntılı yapılan kaynak taraması saha tecrübelerimizi destekler nitelikteydi. Oldukça önemli mühendislik çalışmaları yapılmıştı. Bilgimizi iyice artırmıştık ve artık problem çözülebilir olmuştu. Tanzanya’nın en kurak bölgesine bir ümit olabilecektik. Suyun çok önemli olduğu bölgede bizi bekleyen imkansızlıklar ile mücadele eden cefakar insanlara, en çok da kadınlara, genç kızlara ve çocuklara tecrübemizi aktarabilecek; onların gülüşleri olabilecektik. Rabbim bize bu ikramı nasip etmişti ve ne kadar şükretsek azdı.

Hamdolsun…

Ahmet Fazlı Ay
Jeoloji Mühendisi