Sars-Cov-2 Virüsü, Covid-19 Hastalığı ve Su

Sars-Cov-2 Virüsü, Covid-19 Hastalığı ve Su

Sars-Cov-2 Virüsü, Covid-19 Hastalığı ve Su

COVID-19 Hastalığı, Bulaşması ve Belirtileri

Çin'in Hubei bölgesinin başkenti olan Vuhan'da Aralık 2019’da koronavirüs ortaya çıkmıştır. Bu koronavirüs Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından SARS-CoV-2 (Şiddetli Akut Solunum Sendromu-Koronavirus-2) olarak adlandırılırmıştır. WHO, virüsün neden olduğu hastalığı tanımlamak için COVID-19 terimini kullanmaktadır.

COVID-19 solunum yolu enfeksiyonuna neden olmaktadır ve insandan insana geçebilen bulaşıcı bir virüstür. Birleşmiş Milletlere göre dünyada 192 ülke bulunmaktadır ve 5 aylık bir süre içerisinde bu ülkelerde COVID-19 hastalığı görülmüştür.

Ateş, öksürük ve nefes darlığı COVID-19 hastalığında en çok karşılaşılan belirtilerdendir. Hastalığın bulaştığı bazı kişilerde de herhangi bir belirti söz konusu değildir. Hastalığın şiddetli olgularında ise zatürre, ağır solunum yetmezliği, böbrek yetmezliği ve ölüm gelişebilmektedir.

T.C. Sağlık Bakanlığı verilerine göre vakaların yüzde 80'i hastalığı hafif geçirmekte ve %20’si hastane koşullarında tedavi edilmektedir. COVID-19 hastalığı, genellikle 60 yaş ve üzerindeki kişileri daha fazla etkilemektedir.

COVID-19 hastalarının öksürmeleri ve hapşırmaları sonucu ortama saçılan damlacıkların solunması ile hastalık diğer insanlara bulaşabilir. COVID-19 hastalarına ait damlacıkların yüzeylerde birikmesi ve bu yüzeylere dokunulduktan sonra ellerin yıkanmadan yüz, göz, burun veya ağza götürülmesi ile virüs bulaşabilmektedir. Bu sebeple, kirli ellerle göz, burun veya ağza temas etmek risklidir.

SARS-CoV-2 Virüsünün Yayılmasına Karşı Alınabilecek Tedbirler

COVID-19 dahil olmak üzere bulaşıcı hastalık salgınlarında insan sağlığını korumak için sağlıklı su, sanitasyon ve hijyenik koşulların sağlanması esastır. Toplu kullanım alanlarında, evlerde, okullarda, pazar yerlerinde ve sağlık kurumlarında sık sık ellerin yıkanması, malzeme yüzeylerinin temizlenmesi ve hijyenik atık yönetimi uygulamalarının sağlanması COVID-19'a neden olan virüsün insandan insana bulaşmasını önlemeye yardımcı olacaktır.

Maske Kullanımı

SARS-CoV-2 virüsü damlacık yolu ile ortamda yayılmaktadır. Damlacıkların doğrudan solunması ile virüs bulaşabileceği gibi virüsün üzerinde tutunduğu malzeme yüzeylerine temas ile de bulaşabilmektedir. Solunum yolu enfeksiyonlarının önüne geçilmesinde en önemli unsurlardan biri maske kullanılmasıdır. Böylece, virüsü taşıyan bir kişinin solunumu, hapşırma veya öksürmesi durumunda etrafa saçılan damlacıkların önlenmesi sağlanabilir. Hasta olmayan kişilerin maske kullanması halinde de ortama saçılan virüslerin solunum yolu ile bulaşmasını kısmi olarak önleyebilmektedir. Maskeye el ile dokunulmamalıdır ve ortamda var ise maske üzerinde tutulan virüslerin elimize bulaşması böylece en aza indirgenebilir. Kullanılan cerrahi maskeler tek kullanımlıktır. Evlerden ve iş yerlerinden kaynaklanan tek kullanımlık maske, eldiven, mendil gibi kişisel hijyen malzemesi atıklarının yırtılmaya dayanıklı plastik çöp poşetlerinde küçük miktarlar halinde toplanması gerekmektedir.

El Hijyeni ve Yüzey Temizliği

Virüsün hayatta kalma süresi, yüzey tipi, sıcaklık, bağıl nem gibi çeşitli faktörlere bağlıdır. Bu sebeple, ortamda bulunan eşya ya da malzemeler kuru ve temiz bezle temizlenebilir. Temizlik sonrasında dezenfektan kullanımı gerekiyor ise %60 konsantrasyonlu alkol veya % 0,1 konsantrasyonlu sodyum hipoklorit gibi yaygın dezenfektanlarla da yüzey temizlenebilir. Damlacıkların yayıldığı zemin ve mobilyalar su ve deterjanla temizlenebilir. Çamaşır suyu kullanılacaksa önerilenden fazla miktarda kullanmamaya dikkat edilmelidir. Tuvalet, banyo, mutfak tezgahı gibi yüzeylerin dezenfeksiyonunda ülkemiz için önerilen oran, 100 ölçü suya 1 ölçü çamaşır suyu eklenmesi şeklindedir. Çamaşır suyunun (sulandırılmış olsa da) doğrudan cilt teması ya da ağızdan alımı kimyasal yanıklara yol açmaktadır. İyi havalandırılmamış ortamlarda çamaşır suyunun solunması alerjik bulguları artırabilir, astımı tetikleyebilir, tekrarlayan bronşite sebep olabilir. Temizlik işlemlerinde kişisel maske ve eldiven kullanılmalıdır. Malzeme/ekipman yüzeyleri ile zemin temizliği hastalık yayılımını önlemede önemli basamaklardan biridir.

Malzeme/ekipman yüzeylerine temas genellikle el ile olmaktadır. Bu sebeple, virüsün yayılmasını önlemek için el hijyeni son derece önemlidir. Eller, sık sık en az 20 saniye süreyle sabunla yıkanmalı veya dezenfektanla temizlenmelidir. Eller yıkanırken parmak araları, avuç içi, el üstü, tırnaklar, başparmaklar ve bileklerinde dikkatle yıkanması gereklidir. El yıkama ekipmanı seçeneklerinin seçilmesi ve/veya yenilenmesinde bir dizi tasarım özelliği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu özelliklerden bazıları aşağıda belirtilmiştir:

Musluğu açma/kapama: Musluğun kol veya dirsekle kapatılabilmesi için bir sensör, ayak pompası veya büyük bir kol olmalıdır.

Sabunluk: Sensör kontrollü veya alt kolla çalışacak kadar büyük sıvı sabun ekipmanı veya el yıkama sonrasında katı sabunun konulduğu sabunluktan suyun iyi drene olabilmesi sağlanmalıdır.

Gri su: Gri su borulu bir sisteme bağlı değilse kapalı bir kaba yönlendirildiğinden ve içinde toplandığından emin olunmalıdır.

Elleri kurutmak: Sabunla ellerin yıkanması sonrasında kağıt havlularla ellerin kurutulması ve kullanılan kağıt havluların kapalı çöp kutularında toplanması veya birkaç saniye hava ile ellerin kurutulması önerilmektedir.

Malzemeler: Genellikle sabunluk ve el yıkama sonrasında oluşan atıkların toplandığı kaplar kolayca temizlenebilir olmalı ve malzemelerin onarım/yedek parçalar ile temini yerel olarak tedarik edilebilmelidir.

Erişilebilirlik: Çocuklar ve hareket kabiliyeti kısıtlı olanlar dahil tüm kullanıcılar için erişilebilir olmalıdır.

Okullar, sağlık kurumları, otobüs ve tren istasyonları, havaalanları, havalimanları, özel ticari işletmeler ve benzeri kurum ile kuruluşların bina veya alan girişlerinde bir veya birkaç el hijyen istasyonları (sabun ve su ile el yıkama veya alkol bazlı dezenfektan) konulmalıdır. Herkesin binaya/alana girmeden önce ve binadan/alandan ayrılırken el hijyeni uygulamasını yapması gerekmektedir.

Ekipmanların kurulması, denetlenmesi ve düzenli olarak yeniden doldurulması, halk sağlığı yetkililerinin genel sorumluluğu olmalı ve bina/alan yöneticilerine devredilmelidir.

Özel ve kamu sağlık kurumları, el hijyeni iyileştirme programları oluşturmalı veya güçlendirmeli ve hızlı bir şekilde en az kalitede el hijyeni malzemeleri, tazeleme el hijyeni eğitimi ve el hijyeninin önemi hakkında hatırlatmalar ve iletişim sağlanmalıdır.

Prof. Dr. Mehmet Çakmakçı

Yüksek Çevre Mühendisi