Blog

Başlarken...
Başlarken...

Bir sabah vakti Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü kitabını okurken, üniversite yıllarından beri kendisiyle yol arkadaşlığı yapmaktan mutlu olduğum Fehmi Yıldırım abinin daveti üzerine iyi bir dost, güzel insan Ali Yandır abi ile beraber görüşmeye gidiyoruz. Çalışma arkadaşları ile birlikte bir toplantı odasına geçiyoruz ve konuşmalarını merakla dinliyoruz. Kısa bir sohbetten sonra İHH su kuyuları çalışmalarını ve bu faaliyetlerinin önemini anlatıyor bizlere… Görüşme sonunda bir dernek kurup dünyanın suya ihtiyaç duyulan bölgelerinde su kuyusu çalışmaları yapmamızı öneriyor. Sultan Abdülhamid Han’ın vakfiyesi Hamidiye A.Ş.’de çalıştığım dönemde İstanbul’un suya ihtiyacı olan bölgelerine tankerle su taşırken duyduğum heyecanın bir benzerini duyuyor ve duygulanıyorum. Su ile başlayan iş hayatımı yıllar sonra su ile devam ettirecek olmanın mutluluğunu yaşıyorum.

Derneğin resmi başvurusuna başlamadan önce birkaç gün araştırma yapıyor, bir çalışma planı çıkarıyoruz. Su kuyusu çalışması yapan sivil toplum kuruluşları ile görüşüyor, bilgisine güvendiğimiz birçok üniversite hocası ve İSKİ’de görev almış olan arkadaşlarımızla istişarelerde bulunuyoruz.

Su konusunda bilgi alınacak kim var diye sorulduğunda herkesin aklına ilk gelen hocalarımız Prof. Dr. Zekai Şen ve Prof. Dr. Ahmet Mete Saatçi olur diye düşünüyorum. Hamidiye A.Ş.’de çalışma yıllarımda Su Vakfı Başkanı Sn. Prof. Dr. Zekai Şen hocamız ile Su-en Başkanı Sn. Prof. Dr. Ahmet Mete Saatçi hocamızla tanışma fırsatı yakalamıştım. Hiç vakit kaybetmeden Sn. Zekai Şen hocamdan randevu alıyor ve kendilerine özellikle Afrika’da ve Asya’da su kuyuları üzerine yapmak istediklerimizi anlatırken bize çalışmalarımızda destek olmasını rica ediyorum. Zekai Şen hocam biraz düşündükten sonra, Suudi Arabistan’da zemzem araştırmaları sırasında beraber çalıştığı, jeoloji mühendisliği konusunda bilgisine ve tecrübelerine çok güvendiği İzzet Ay abi ile görüşme yapıyor ve konuyu anlatınca kendisi ile ertesi gün görüşmek üzere sözleşiyoruz. Zekai Şen hocamıza bize bu kutlu yolculukta yol gösterdiği için çok teşekkür ediyor ve yanlarından ayrılıyorum. Ertesi gün Fatih ilçesinde evlerinin hemen yakınındaki İHH Genel Merkezi’nde İzzet abi ile görüşüyoruz ve bizlere çok özel bilgiler veriyor. Zekai Şen hocamızın önerisiyle İzzet abimizin bizi 6 yaşından beri özenle yetiştirdiği evladı Ahmet Fazlı Ay Bey ile de tanıştırmasını rica edip kendisine teşekkür ediyor ve görüşmemizi sonlandırıyoruz.

Yaptığımız istişareler sonucunda; su kaynaklarını bulma konusunda doğru bir iş planlaması ancak mühendislik çalışması ile yapılabilir kanaatine varıyoruz. Bu sebeple jeoloji, jeofizik, hidrojeoloji, harita, makina, çevre, kimya ve inşaat mühendislerinden oluşan çalışma arkadaşlarımızı belirliyoruz. Jeoloji mühendisi olan Ahmet Bey ile istişare etmek için Çamlıca’da bulunan O Ağacın Altı'nda bir mekanda buluşuyoruz. Kendisine su kuyusu çalışmaları yapacağımız bir dernek kurmak istediğimizi, çalışma şeklimizi ve iş süreçleri ile ilgili bilgi ve tecrübe paylaşımı yapıyoruz. Konuşmalarımızın sonuna doğru masamıza iki hanımefendi geliyor ve özür dileyerek bir şey sormak istediklerini söylemeleri üzerine konuşmamıza ara veriyoruz. Hanımefendilerden biri ‘’bölgelerde yapacağımız jeolojik bulgularla, jeofizik etüt ile her kuyudan mutat aralıklarla su numuneleri alarak bakım onarımlarını gerçekleştirmeliyiz.’’ sözlerimize istinaden bizlerle konuşmak istediklerini belirtiyor, biz de memnuniyetle kendilerini dinlemek istediğimizi söylüyoruz. Hanımefendi; jeoloji mühendisi olan eşinin yakın bir zamanda vefat ettiğini, kendilerinin de kimya mühendisi olduğunu eşinin adına Afrika’da bir su kuyusu açtırmak istediğini, çalışma ilkelerimizi duyunca bizlere su kuyusu açılması konusunda danışmak istediklerini ifade ediyor. Bunun üzerine aciliyeti varsa kendilerini İHH’ya yönlendirebileceğimizi söylüyoruz fakat konuşmalarımızın kendilerinin ilgisini çektiğini, derneğimizin açacağı ilk su kuyusuna kendilerinin bağış yapmak istediklerini belirtiyor. Hanımefendilere yakın bir zamanda Tanzanya ve Uganda’ya gideceğimizi ve projeleri hazırladıktan sonra kendilerini bilgilendireceğimizi söyleyerek iletişim bilgilerini alıyor ve mekandan ayrılıyoruz. Dernek faaliyetlerimize başlamadan önce Rabbimizin bizi böyle iyi kalpli, hayırsever insanlarla karşılaştırması, iki ulvi gaye için buluşturması bizlerin çalışma azmini daha da arttırıyor.

Tüm görüşmelerimiz sonucunda, adanmış gönüllülerden oluşan yol arkadaşlarımızı belirleyerek resmi dernek kuruluş aşamalarına başlıyoruz. İsim konusunda çok tartışıyor ve en sonunda Fehmi Yıldırım abimizin de önermesiyle faaliyetimizi markalaştırmak ve bu işi yaparken ilk akla gelen kurum olmasını istediğimiz için adını ‘’Uluslararası Su Kuyusu Derneği’’ olarak belirliyoruz. Derneğimizin tüzüğünü en ince detayları ile müzakere ediyor ve nihayetinde resmi kuruluş aşamalarını bitirerek 21 Ocak 2020 tarihinde kuruluşumuzun faaliyet belgesini alıyoruz.

Arkadaşlarımız ile beraber faaliyet alanımızla ilgili çalışma yaparken vizyonumuzu, misyonumuzu, entegre yönetim politikamızı, ilkelerimizin çerçevesini ve kurumsal yapımızı ISO standartlarında belirleyerek ilk kuruluş aşamalarımızın tüm süreç analizlerini yapıyor ve ileride oluşturacağımız Stratejik Yönetim Politikamızın altyapısını oluşturuyoruz.

Üniversite ve kamu kurumlarında işinin ehli olan dostlarımıza yaptığımız çalışmaları anlatarak danışma meclisimizi de belirlemeye çalışıyoruz ve görüyorum ki çok değerli insanlarla beraber olmuş, güzel dostluklar biriktirmişiz. Görüştüğümüz dostlarımızın, dernek çalışmalarına gönüllü olarak katılmak istemeleri bizleri çok mutlu ediyor ve işimize olan aşkımız, şevkimiz katlanarak artıyor. Anlıyorum ki suyun esrarengiz sırrı, kutsallığı ve güzelliği, insanı hayata bağladığı gibi gönülleri de birbirine bağlıyormuş. Bu güzel insanlarla yollarımızı birleştirdiği için Rabbime şükrediyorum…

İçilebilir suya erişim konusunda kuraklık yaşayan bölgeleri ekip arkadaşlarımızla birlikte belirlemeye başlıyoruz.

Afrika kıtasında; Çad, Mali, Nijer, Tanzanya, Uganda, Sierra Leone, Gine, Zimbabve, Sudan, Benin, Kenya, Mozambik, Madagaskar

Uzak Doğu’da; Moro, Myanmar

Asya’da; Pakistan, Afganistan, Yemen

Ortadoğu’da; Suriye ve acil suya ihtiyaç duyulan bölgeler…

Araştırmalarımız devam ederken, çalışmaya Türkiye’de suya ihtiyaç duyulan köylerden başlayalım diye düşünüyor ve DSİ ile görüşmeler yapıyoruz. Kurumdaki yetkililerin bizlere aktardığı bilgiye göre Anadolu’muzda susuz hiçbir köy kalmadığını, en ücra köylere bile su şebekesi yaptıklarını ifade etmeleri bizleri çok mutlu ediyor ve çalışma alanımıza Türkiye’de kurumak üzere olan gölleri alıyoruz.

Çalışma arkadaşlarımız ile kurduğumuz dernekte hiç taviz vermeyeceğimiz ilkelerimiz üzerine sıkça görüşmeler yapıyor ve süreçlerimizde şeffaflık ve adaletten hiç ayrılmayacağımıza söz veriyoruz.

Su çözüm projeleri oluştururken yeni bir dil, yeni bir söz ve yeni bir çalışma modeli belirleyerek bir bölgenin su çözümünü bitirmeden başka bir bölgeye gitmememiz gerektiğini konuşuyoruz. Bilim ve teknolojik yenilikleri kullanarak yapacağımız su çözüm projesinde o bölgenin ihtiyacı olan en doğru suyu en güvenli ve sağlıklı şekilde çıkarmayı ilke ediniyoruz.
 

Çalışma yapacağımız bölgenin, topoğrafik yapısını inceledikten sonra, iklim ve bitki örtüsünü tespit ederek yağışların topraktaki geçişkenliğini belirliyoruz.

Aynı zamanda resmi verilere göre köyün demografik yapısını, bölgenin sosyo-politik yapısını ve güvenlik koşullarını da dikkate alarak, jeolojik bulguların tespit edilerek jeofizik etüt yapılması gerektiğini de ilkelerimiz arasına alıyoruz.

Su çözüm projeleri hazırladığımız bölgede okula, camiye, kiliseye, sağlık ocağına ve uzak yerleşim alanlarına su dağıtım merkezleri yaparak halkın sağlıklı, kaliteli içme ve kullanma suyuna daha kolay erişimini sağlamayı hedefliyoruz.

Bizim için; yaratılmış her bir canlı, içme ve kullanma suyu olmayan her bir köy çok değerlidir.

Yine bizim için; bağışçımızın her bir kuruşu, suyun her bir damlası çok kıymetlidir.

Bu nedenle dünyada su kuyusu çalışmalarını yapan tüm STK’lardan farklı olarak bağışçılarımıza projelerini seçme hakkını vermeyi de ilke ediniyoruz.

Kaynakların etkin ve verimli kullanılmasını kutsal bir görev biliyor ve tüm aşamalarımızda şeffaf ve hesap verebilir durumda olacağımıza söz veriyoruz.

Su Kuyusu Derneği sorumluları olarak edindiğimiz tecrübe, bilgi ve alan deneyimlerimizi iyi bir şekilde analiz ediyor, doğru işi belirlerken işimizi de en doğru şekilde yapmaya söz veriyoruz.

Çünkü Su Kuyusu Derneği olarak işin;

en doğrusunu,

en iyisini,

en güzelini,

en sağlıklısını,

en kalitelisini yapmayı 

taahhüt ediyoruz.


İnsanlık ve gelecek nesiller için ulvi çalışmalarımızda su kültürüne, su medeniyetine ve su barışına katkı sunmak isteyen, iyiliğe adanmış gönüllüleri çalışmalarımıza destek vermeye davet ediyoruz.

Karınca misali, bir damla su taşıma şerefini ve sakalık vazifesini bizlere bahşeden Rabbimize hamdederiz.

 

H. Ali Aydın
ondörtşubatikibinyirmi